21.Yüzyıl Or’da Neler Oluyor

“İkinci Aydınlanma Çağı” Düşünce Devrimi

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk, sosyal bilimler, sanat, edebiyat, hatta müzik, fizik kuralları doğrultusunda şekillenir. Bugün size “İkinci Aydınlama Çağı” diye adlandırılan “düşünce devrimi”nden ve bu devrimin hayatımızda ve hukuk sistemleri üzerindeki etkilerinden bahsedeceğim. “İkinci Aydınlanma Çağı”nın ne olduğunu kavrayabilmemiz için beşyüz yıl kadar geri gitmemiz, “Birinci Aydınlanma Çağı”na dönmemiz

Daha Fazla »

İkinci Aydınlanma Çağında Yeni Hukuk Anlayışı

Ankara Hukuk Fakültesi Konferans Bugün size “İkinci Aydınlama Çağı” diye adlandırılan “düşünce devrimi”nden ve bu devrimin hayatımızda ve hukuk sistemleri üzerindeki etkilerinden bahsedeceğim. “İkinci Aydınlanma Çağı”nın ne olduğunu kavrayabilmemiz için beşyüz yıl kadar geri gitmemiz, “Birinci Aydınlanma Çağı”na dönmemiz gerekecek. Hatırlayacağınız gibi, “Birinci Aydınlanma Çağı,” Aristo’yu kaynak edinen; Kopernik, Kepler,

Daha Fazla »

Aslında Her Şey Olması Gerektiği Gibi (I)

Belirsiz, bulanık, ortada ve kaotik Aslında, her şey, her zaman olduğu ve olması gerektiği gibi: belirsiz, bulanık, ortada ve kaotik. Türkiye’ye dair olup da, yüzde yüz doğru ya da yüzde yüz yanlış olduğu kanıtlanmış tek bir olgu yok. Ne kadar ince elenip sık dokunursa dokunsun, temel alınan hiçbir veri, uzun

Daha Fazla »

Aslında Her Şey Olması Gerektiği Gibi (II)

Belirsiz, bulanık, ortada ve kaotik “Kâinatta belirsiz olan, bulanık olan, ortada olan hiçbir şey yoktur. Kâinatı/dünyayı oluşturan parçacıklar, belirli fizik kurallarına göre hareket ederler. Birbirleriyle olan ilişkileri, ‘nedensellik’ çerçevesinde gelişir. Nedensellik kurallarının neler olduğunu keşfedersek bizi kâinatın/dünyanın nasıl işlediğini öğrenmekten alakoyacak hiçbir şey yoktur.” Birinci Aydınlama Çağınının zihniyetini özetleyen bu

Daha Fazla »

Bana Hakikati Değil, Muradını Ver

“Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir” Rahmetli Cemil Meriç’ten mealen bir cümle bu: “Bana hakikati değil, muradını ver. Olmak istediğin gibi görün, olduğun gibi değil. Çünkü, her yalan bir yaratış.” Kuantum gerçekliği ile tuhaf, şaşırtıcı hatta tekinsiz bir biçimde örtüşen bir cümle. Kuantum varlıklarının hem dalga-benzeri hem de cisimcik benzeri

Daha Fazla »

İş ki Biz…

Aytunç Altındal’ın bir saptaması var: “21.Yüzyıl karizmatik çağın bittiği, enigmatik çağın başladığı dönemdir.” Karizma kelimesi, “charism”den geliyor, inayet, mevhibe, Allah vergisi demek. İnsan sevgisinden kaynaklanan cana yakınlık, dolayısıyla muhatabı ısındıracak tutum ve davranışlar karizmatik kişiliğin nitelikleri olarak tanımlanabilir. Öte yandan “enigma” muamma demek; anlaşılmazlık, yanıltmaca. Altındal, “Evet, demokrasi askıya alınacak,”

Daha Fazla »

İnsani İlke: o ,Öyle Oldugu İçin Ben Benim

Neden, hiçbir şey yok değil de var? Bu soruya dinin verdiği eski cevap, Allah dünyayı yarattı, onun için birşey var. Bundan sonra geri çekilme harekatı başlıyor. Allah’ın kendisi bir şey mi, hiçbir şey mi? Eğer Allah birşey ya da bir şey ise, onu kim yarattı? Buna verilecek hiç bir cevap

Daha Fazla »

Yeni Dünya Düzeni ve İkinci Aydınlanma Çağı

Dicle Üniversitesi, Diyarbakır Bugün size dünya düşünce gündemini teşkil eden birbirine bağlı üç gelişmeden söz etmek istiyorum. Bunlardan ilki, 1920li yıllarda başveren, günümüzde “İkinci Aydınlama Çağı” diye adlandırılagelmeye başlayan düşünce devrimi. İkincisi, temellerini “Yuvarlak Masa,” “Bilderberg Toplantıları” ve “Roma Kulübü” hareketlerinin teşkil ettiği öne sürülen “Yeni Dünya Düzeni,” üçüncüsü “Yeni

Daha Fazla »

Kaos Çağı ve “Savaş”ın Özleştirilmesi

Ekonomiden kültüre, dinden sanata hayatın her cephesine nüfuz eden 21. Yüzyılın “Küreselleşme” olgusundan “savaş” kavramı da nasibini alıyor ve radikal bir biçimde değişiyor! Değişikliklerden birisi, savaşın artık bol yıldızlı generallere ihale edilen bir uğraş olmaktan çıkmış olması. A.B.D.’de, savaş, yüksek-teknoloji üreten şirketlerin, üniversitelerin ve ülkenin en gelişmiş beyinlerini biraraya getiren

Daha Fazla »

Kaos Çağının Cephaneliği: “Öldürücü Olmayan Silahlar” veya “Bilgi Silahları”

İlk örneğini 1991 Körfez Savaşı’nın teşkil ettiği “Tecrit Savaşları Dönemi”nde hedef, bir ideolojiyi ya da devleti yeryüzünden silmek değil, Yeni Dünya Düzenini “fetih amaçlı savaşlar çıkarmak” suretiyle tehdit eden “haydut” ya da “bozguncu” devletleri durdurmak, küreselleşen dünyadan tecrit etmek suretiyle savaşma kapasitesinden mahrum bırakmak ve bunu en hızlı, en ucuz,

Daha Fazla »

Kelebek Etkisi!..

“Bir mıh, bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır, bir at, bir atlı kurtarır, bir atlı bir savaş kurtarır, bir savaş bir vatan kurtarır.” Kaos paradigmasını özetlemekte kullanılan bu kadim gözlemi kendime durup durup hatırlatmama vesile olan yüzlerce olaya hafta başında Prof. Ziya Selçuk’un,(1) ardından Milli Eğitim Bakanı Sayın

Daha Fazla »

Aristo Aptal mıydı?

Son dönemde Türk basınında ilginç yazılar yer alıyor… Bilimsel bulgular ve bilim, toplumsal meselelerin algılanışıyla, geleceğin siyaseten kurulmasıyla; varlık ve ahlak gibi temel soru alanlarıyla ilişkili hale getirilmekte. Bu yeni yazın dalgasının söylediğine göre bilim, özellikle Kuantum Fiziği’ndeki bulgular sonucunda artık eski bilim olmaktan çıkmış. Çünkü gerçeklik Aristo’nun sandığı gibi

Daha Fazla »

Dünyayı Okumak

I. “Vahiy” gönlünü boşaltana, “bilgisizlene”e gelir. Bugün size dünya düşünce gündemini teşkil eden birbirine bağlı üç gelişmeden söz etmek istiyorum. II. Modernizm-post-modernizm – Bunlardan ilki, 1920li yıllarda başveren, günümüzde “İkinci Aydınlama Çağı” diye adlandırılagelmeye başlayan düşünce devrimi. III. İkincisi, temellerini “Yuvarlak Masa,” “Bilderberg Toplantıları” ve hareketlerinin teşkil ettiği öne sürülen

Daha Fazla »

“İkinci Aydınlanma Çağı” Yeni Fizik

Yirminci yüzyılın son çeyreğine ilişkin değerlendirmelerinde hakettiği yeri almadığını gözlemlediğim bir gelişme: “Yeni Fizik”in dayattığı ve insanın kendisine, dünya ve kainata bakışında radikal değişiklikler öngören “İkinci Aydınlanma Çağı.” Bahse konu ihmalin özde sosyal bilimcilerin fizikteki gelişmeleri yeterince izlememelerinden kaynakladığını sanıyorum. Bir ikinci neden de, fiziğin düşünce dünyasını şekillendiren özelliğinin gözardı

Daha Fazla »

“Bütüncül”Düşünce Devrimi

“Darwinsel Evrim”e karşı “Birlikte Evrilme” Klasik fizik, “atomistik”ti. İkinci Aydınlanma Çağının yolunu açan kuantum fiziği, “Yeni Fizik, ise “bütüncül.” Atomcuların kainat/dünya görüşleri, herhangi bir “bütün”ün parçalarına ayrılabileceği, parçaların arasındaki ilişkilerin incelenebileceği şeklindeydi; bütüncüler, “’bütün’ün parçalarının toplamından daha büyük” olduğunu savunuyorlar. Atomcular, “bütün”ün daha iyi anlaşılabilmesi için parçalara bölünmesi gerektiğini iddia

Daha Fazla »

Bart Kosko ve Lofti A. Zadeh

Bart Kosko, “Fuzzy Thinking“/Saçaklı Düşünce* adlı kitabın Amerikalı yazarı, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde elektrik mühendisliği fakültesi profesörü. Akademik kariyerine fevkalade yetenekli bir besteci olarak başlamış. Derken, felsefe, ekonomi, matematik ve elektrik mühendisliği dallarında doktoralar yapmış. “Fuzzy” sistemlere dair ders kitapları da var. Kosko, kitabına, “Bir gün bilimin doğru olmadığını öğrendim” diye

Daha Fazla »

Sahici Dünya Aristo’nun Tanımladığı Gibi Değil

Batı zihniyetini şekillendiren, parametrelerini, doğru-yanlış cetvellerini tanzim eden, eski Yunan. Demokritos’un kainatı atomlar ve boşluktan ibaret. Eflatun’un dünyası keskin üçgenlerle dolu. Aristo’nun mantığı, siyah-beyaz kurallarla. Aristo’yu izleyen kuşaklar, aklı ve Kainatı onun mantığı ve bilimsel eğilimleri doğrultusunda algılamaya devam ediyorlar. Çağdaş bilim, matematik, mantık ve kültür, dünyanın siyah-beyaz olduğu ve

Daha Fazla »

Mantığın Bir “Doğulu” Bir de “Batılı” Olanı!

“Mantık” denilen şeyin bir “Batılısı “bir de “Doğulu”su olduğunu öğrenseniz, dahası, Batı mantığında ısrar eden bilim adamlarının yanlış yaptıklarını öğrenseniz siz ne yapardınız, bilemiyorum. Ben bayıldım! Bayıldım, çünkü bir şey “ya doğrudur ya da doğru değildir,” “ya siyahtır ya da siyah değildir” şeklindeki Aristo mantığı oldum olası zorlama gelmiştir bana.

Daha Fazla »

Hırpani Buda, Smpkinli Aristo’ya Meydan Okuyor!

1990’ların başlarında saçaklılık (fuzziness) Uzak Doğu’nun teknolojik ve kültürel amblemi olarak ortaya çıktı. Japonya, yüksek-teknoloji tüketim ürünleri imalatında saçaklı ihtilalin bayraktarı oldu. Japon mühendisleri bilgisayarlardan, elektrikli süpürgelere kadar yüzlerce alet edavatın ve sistemlerin makina zekâ quotient (IQ) arttırmak için saçaklı mantığı kullandılar. Japon hükümeti iki büyük araştırma laboratuarı kurdu. Her

Daha Fazla »

Bart Kosko’ya göre “fuzzy” Makina Olarak İnsan

“Aslında ölüm bir mühendislik probleminden ibarettir.” “Fuzzy gelecekte insan hayatının niteliği nasıl olabilir? İnsanoğlunun ‘Matematik yapımcısı’na bir şey söyleyecek duruma gelmesi için daha çok ama çok yıllar var,” diyor Bart Kosko. Matematik yapımcısı’ndan muradı, açık: Tanrı. “Bu arada daha yüksek makina IQları bizim nasıl yaşadığımızı, düşündüğümüzü ve oynadığımızı değiştirecek. Fuzzy

Daha Fazla »

Ölüm Bir Mühendislik Problemi İse, Tanrı Ne?

Bart Kosko’dan “’Ölüm bir mühendislik problemi’ ise neden ‘yaratan’ diye bir şey yok değil de var? Bu soruya dinin verdiği eski cevap, ‘Allah dünyayı yarattı, onun için Allah diye bir şey var.’ Bu hükümden sonra geri çekilme harekatı başlıyor: Allah’ın kendisi bir şey mi, bir şey değil mi? Eğer Allah

Daha Fazla »

“Tanrı, Matematiği Yazandır!” Bart Kosko’dan

“Neden bir şey yok değil de var? Çünkü eğer bir şey yoksa, o zaman matematiğin başı dertte… İyi de, ne olmuş? Bir takım sembollerin karışması, tutarsızlaşması dünyanın neden umurunda olsun? Umurunda, çünkü dünya matematiğe itaat ediyor gibi duruyor. Ama etmek zorunda değil. Eder gibi duruyor ama etmek zorunda değil. Bildiğimiz

Daha Fazla »