Bundan yedi yıl önce, 13 Temmuz 1997’de A.B.D.’de yayınlanan “Austin American-Statesman” isimli dergide, David B. Ottaway ve Dan Morgan imzalı bir yazı çıktı. Başlığı: “Washington’un eski ağır sıkletleri Hazar petrollerine üşüşüyorlar.” (1) Ottoway-Morgan ikilisi, “20.Yüzyılın son büyük petrole hücumu” diye nitelendirdikleri bu hareketin, 4 trilyon dolar cıvarında olduğu düşünülen Hazar Denizi petrollerine yönelik olduğunu ve bir grup “itibarlı” Amerikan petrolcüsünün bu bereketten kendilerine ya da şirketlerine pay çıkarmak peşinde olduklarını yazdılar. Ne ki, “petrolcüler” aynı zamanda A.B.D.’nin önde gelen politikacıları ve devlet yetkilileri! Hazar Havzasına doluşanların arasında sayılan isimler arasında, meselâ, önce Ronald Reagan dönemi Hazine Bakanı, sonra George Bush dönemi Dışişleri Bakanı, James A. Baker III var. Başkan Yardımcısı Richard B. Cheney var. Em. Hava Tuğgeneral ve Columbia Üniversitesinden doktoralı Brent Scowcroft var. New Hampshire Eyaleti’nden Temsilciler Meclisi üyesi, oğul Bush’un can dostu John Sununu var. Ve yazarların demesiyle “olaya entrika kokusu bulaştıran” Tuğgeneral Richard Secord var. Secord, İran-kontra skandalında Oliver North’un başlıca gizli yardımcısı olarak bilinen adam. George Bush’un Dışişleri Bakanı Cheney, Hazar yataklarında petrol hizmetleri veren “Halliburton Inc.” şirketinin Yönetim Kurulu Başkanı. Tuğgeneral Scowcroft, “Pennzoil” petrol şirketinin Hazar danışmanı. Petrolcü-politikacılar, “Azerbaycan’da Amerikan petrol şirketlerine ülkedeki yabancı rakipleri ile fırsat eşitliği tanıyacak yasaların çıkmasını sağlamak”a peşindeler.
Bu konudaki yardımcılarının başında Beyaz Saray “Güvenlik Danışmanları” Tuğgeneral Scowcroft ve Zbigniew Brezezinski; eski Beyaz Saray idare amiri John Sununu; Teksas senatörü ve “Cumhuriyetçi” Bush gibi “Demokrat” Clinton’un da Hazine Bakanı, sonradan da Savunma Bakanı olan Richard Cheney geliyor. 1928 Varşova, Polonya, doğumlu siyaset bilimcisi ve devlet memuru Zbigniew Brezezinski A.B.D. ricalinin (yoksa nomenklatura mı demeliyim?) önde gelen bir ismi. 1953’de Harvard’da doktora yapan, daha sonra aynı okulda ve Columbia’da uluslar arası ilişkiler okutan Brezezinski, Komünist dünyada olan bitenler hakkında yorumlarıyla ünlendi. 1977-81’de Başkan Carter’ın ulusal güvenlik danışmanıyken, SSCB’ne karşı sert politikalar önermesiyle ünlüdür. Ayrıca, CIA’yi yönlendiren Amerikan (NSC) Ulusal Güvenlik Konseyi’nin başkanlığını yapmıştır. NSC, Amerikan başkanı, başkan yardımcısı, dış ve içişleri bakanlarından oluşur. Brezezinski, “Azerbaycan International”ın ortaklarından “Amoco” petrol şirketinin danışmanıdır. Ottoway-Morgan, “Bu ağır sıkletlerin devreye girmeleri Washington’da yoğun bir lobi ve halkla ilişkiler faaliyeti başlattı,” diye anlatıyorlardı, “Amerikan petrol şirketleri, Azerbaycan’a yapılan Amerikan yardımına getirilen kısıtlamaların kaldırılmasını, böylece 200 milyar varil olduğu hesaplanan rezervleri, ki bu Körfez hariç en yüksek randımandır, sağma imkânını ele geçirmek istiyorlardı.” Söz konusu kısıtlamalar, A.B.D.’nin 1992’de, Azerbaycan’ın Ermenistan’a koyduğu ambargoyu cezalandırmak üzere getirdiği kısıtlamalardı. Hazar petrollerinin sunduğu akıl almaz servetin patlaması, bir yandan eski Sovyet cumhuriyetlerine Rusya’dan bağımsızlıklarını kazanmaları için eşsiz bir fırsat sunarken, diğer yandan da “Soğuk Savaşcılar” denilen politikacı-petrolcüler için olağanüstü iş imkânları ve paralar demekti. Makalede belirtildiğine göre, meselâ, Tuğgeneral Scowcroft’ın 1996’da Pennzoil Petrol şirketinden “özel uluslar arası projeler” danışmanlığı için 100,000 dolar aldığı şirketin Faaliyet Raporunda görülüyordu. Pennzoil Petrol şirketi, Azerbaycan’da faaliyet gösteren bir numaralı yabancı petrol konsorsiyumu olan “Azerbaycan Internation Operating Company”nin ortağı. Bush’un bu danışmanı, aynı şirketten huzur hakkı olarak 30,000 dolar daha almıştı ve Azerbaycan’ın büyük yandaşı olmakla övünüyordu, “…çünkü Amerikan’ın orada büyük çıkarları var.” Yüzde kırkı Amerikan petrol şirketlerine ait olan “Azerbaycan International”ının “Hukuk Şirketi” Cheney’in yönetim kurulu başkanı olduğu Halliburton, Inc. Öte yandan, New Hampshire temsicisi, John Sununu’nun yönetim danışmanlığı şirketi “JHS Associates” makalenin yazıldığı tarihten bir ay kadar sonra Bakû’de büyük bir iş antlaşmasına imza atmıştı. 1997 Mayısında Azerbaycan’ın o zamanki başkanı Artur Rasizade’nin onuruna Washington’da verilen bir resepsiyonda, Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesi, Texas’ın mücadelesine benzetilmiş, Rasizade’ye bir çift parlak kovboy çizmeleri armağan edilmişti. Benzetmeyi yapan, Azerbaycan’da faaliyet gösteren “Frontera Resources” isimli bir petrol hizmetleri şirketiydi: başkanı Willian H. White ise Clinton’un eski Enerji Bakan Vekili. Bir diğer demokrat da Temsilciler üyesi Charles Wilson. Malûm olduğu üzere, Hazar havzası, Rusya, Kazakistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve İran’ın hak sahibi olduğu havza. Bu ülkelerin dışında, taşımacılığa talip diğer Kafkas ülkeleri de var. Amerikan petrolcü-siyasetçilerinin gözlerini dikmeleri bir dizi ABD-Bölge Ülkeleri ikili antlaşmalarını da beraberinde getiriyor. Örneğin, bir zamanlar “insan hakları ihlâlleri” nedeniyle A.B.D. tarafından şiddetle aşağılanan Cumhurbaşkanı İslâm A. Kerimov, birkaç hafta önce Başkan Bush’la birlikte Oval Ofis’teydi ve “terör karşıtı yardımları” için tebrik ve teşekkürleri kabul ediyordu. Afgan savaşında Amerikan kuvvetlerine hava üslerini açan Kerimov, Dış İşleri Bakanı Colin Powell’la “Stratejik İşbirliği Antlaşması” imzaladı. Ekonomik kaygılar nedeniyle Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan, Bush’a, ABD’yi yabancılaştırmayacak kadar destek çıkmakla yetinirlerken, Gürcistan ve Özbekistan, Irak Savaşı’nda Amerika’nın başlıca müttefikleri oldular.
15 Mart 1915’de Özbek televizyonu Saddam Hüseyin’i Stalin’e benzeten bir yorum yayınladı: “Körfez’i biraz tanıyan herkes, Saddam’ın hırsının Irak sınırlarının ötesinde geçtiğini bilir.” Bu arada, GTEP programı denilen bir düzenleme ile Tiflis yakınlarındaki Krtsanisi üssünde Gürcistan Silâhlı Kuvvetlerini “Pankisi Boğazı’ndaki karışıklıklara karşı” eğitiyor. Colin Powell, Mayıs ortasında Gürcistan’a gitti. Bütün bunlara Rusya ne diyor? Bu koşullar altında diyebileceğini diyor. Moskova, “ABD-Gürcistan anlaşmasının ülkedeki Amerikan silahlı kuvvetler personeline Gürcistan’daki Rus kıtalarından daha fazla haklar tanındığı”nı resmen şikâyet etmekle yetinmek durumunda kaldı. Yazının başında belirttiğim gibi, o 4 trilyon dolarlık petrol rezervleri orada, Amerikan petrolcüleri ABD hükümetinde/devletinde mutlak söz sahibi oldukları sürece, Türkiye’nin işi ne soydaşlıktan ne de din-kardeşliğinden medet umulamayacak kadar zor, ama hem de çok zor! (1) “Caspian oil draws crowd of ex-Washington heavyweights” 13 Temmuz 1997, David B. Ottaway, Dan Morgan, Austin American-Statesman; Insight; Pg. J6