Düşüncenin olmazsa olmazı, tuğlası, demiri, çimentosu, harcı, dil; Türkçe. Akıl yürütmenin olmazsa olmazı mizan-ül akl yani mantık. Mantığın olmazsa olmazı Türkçe’nin doğru kullanımı. Doğru düşünmek için “akıl” yeterli değil, “akıllı” olmak da yeterli değil; “aklın ölçüsü” şart.
Kadim dostum Mehmet Sayım Karacan hocanın koordinasyon ve editörlüğünde 2001 yılında hazırlanan LÂF OLA BERİ GELE üstbaşlıklı SAFSATA KILAVUZU isimli kitabın (bkz.: www.safsatakilavuzu.com ) kapağında “Bu kitap, düşünmenin, akıl yürütmenin ‘yöntem’ olarak öğrenilebilir olduğuna dikkat çekmek için hazırlandı… düşüncenin yanlış akıl yürütmelerle ortaya konulmasındaki hatalar incelendi” diye yazar, ve şöyle sürdürür, “Kendi düşüncelerimizi geçerli olarak ifade etmemizi, başkalarının düşüncelerini ise doğru anlamamamızı sağlayan, akıl yürütme, muhakeme, düşünme, ispat ve çıkarım yapma yönteminemantık diyoruz. Mantık hataları yada hatalı çıkarımlar sonucu ortaya çıkan boş, temelsiz, asılsız ahkâma ise safsata.
Safsatalar, insanlararası iletişimin önündeki en önemli engelleri teşkil ederler. Düşünürken ya da konuşurken… yeterince tartmadan atılmak, çok genel ifadeler kullanmak… ünlü kişilerin sözlerini kendi iddialarımızın doğruluğunu kanıtlamak amacıyla kullanmak, fikrimizi kabul ettirmek için karşımızdakini aşağılamak, baskı altına almak, statümüzü veya popülaritemizi ileri sürmek, bir başkasının fikrini layıkıyla anlamadan savunmaya geçmek veya saldırmak… türden davranışlarımız, tartışmalarımızı yetersiz, tutarsız sonuçlara yani safsatalara götürür ve iletişimi imkânsız hale getirir.”
“AKLIN ÖLÇÜSÜ” ya da MANTIK nedir?
MERAKLISINA: Türkçe, “mantık” Osmanlıca, “mizan-ül akl”
İngilizce, “logic” Latince ,“logic”
Günlük hayatta çok sayıda iddia veya ahkâm (“hükümler”) duyar veya okuruz. Ancak bunların çoğu mantık örgüsünden yoksun olduğu için hem iddia sahiplerinin meramını anlatmaktan uzaktırlar, hem de muhataplarını yok yere yanlış anlamalara, hatta öfkeye sürüklerler. Zaman zaman kavgalara neden oldukları bile olur. Bir insanın, günlük hayatında başkalarıyla iletişimi sırasında okuduklarından ya da dinlediklerinden doğru sonuçlar çıkarabilmesi için, mantık bilimi uzmanı olması gerekmez elbette; ama geçerli bir tez, bir argüman oluşturmak, meramını daha anlaşılır kılabilmesi için mantık bilgisi şarttır.
Hemen belirtelim ki, hatalı çıkarsama her zaman bilgisizlik ya da dikkatsizlik sonucu oluşmaz. İnsanlar, karşılarındakileri yanıltmak için konuşmalarında veya yazılarında bilerek isteyerek hatalı çıkarsama yapabilirler. Meramlarını net olarak anlatmaktan kaçındıkları zamanlarda da hatalı çıkarımlara başvurabilirler. Böyle durumlarda, doğru ve geçerli akıl yürütme kurallarının tümü olarak adlandırılan mantık, yazılı veya sözlü ifadeleri doğru eğerlendirmemizi, nutuklar, söylemler, metinler hakkında doğru yargılara varmamızı sağlar. Mantık, akıl yürütme, muhakeme, düşünme, ispat ve çıkarım yapma bilimidir.
Bir tezin, bir argümanın geçerli olup olmadığını saptayabilmek için bilinmesi gereken bazı temel kavramlar şunlardır:
Önerme
MERAKLISINA: Türkçe, “önerme” Osmanlıca, “kaziye”
İngilizce, “proposition” Latince ,“propsito”
Türkçe’nin söz dizimine uygun olarak ifade edilen hüküm cümlelerine, önerme adı verilir. Önerme, bir saptamanın, bir verinin, bir yargının ya da inancın Türk dilinin kurallarına uygun olarak ifadesidir. Aşağıdaki cümlelerden ilki doğru önermeye, ikincisi ise yanlış önermeye örnek olarak verilmiştir:
-Ankara, Türkiye’nin başkentidir.
-Alev Alatlı’nın kitabı “Schrödinger’in Kedisi,” kedilerin davranışlarını anlatır.
Bir cümleyi oluşturan kelimelerin sadece yerleri değiştirilerek elde edilen yeni bir cümle, aynı anlamı veriyorsa, farklı bir önerme olarak kabul edilemez. Aşağıdaki iki cümle, aynı önermenin iki farklı şekilde ifadesidir
-Burada, ikiden büyük çift sayılar bulunmaktadır.
-İkiden büyük çift sayılar, burada bulunmaktadır
Argüman
MERAKLISINA: Türkçe, “argüman” Osmanlıca, “…”
İngilizce, “argument” Latince ,“argumentum”
Bir iddiayı, bir tezi, bir görüşü ya da hipotezi desteklemek, doğrulamak veya güçlendirmek amacıyla, bir ya da daha fazla sayıda öncül ya da kabulden belli bir sonucun çıkarsandığı kanıtlama tarzı ya da formuna argüman denir. Argüman, “bir önerme veya bir görüş ileri sürmek için oluşturulan birbirine bağlı bir dizi ifade” olarak tanımlandığından, bileşenleri itibariyle değerlendirilir. Bir argüman öncülleri (premises), çıkarımı (deduction) ve sonucu (conclusion). Olmak üzere üç bileşeni olmak üzere üç bileşenden meydana gelir. Geçerli olup olmaması, bileşenlerinin tutarlılıkları ile ölçülür. Şimdi bu bileşenleri gözden geçirelim.
Öncül
MERAKLISINA: Türkçe, “öncül” Osmanlıca, “mebde’den (temel,esas) mukaddem” İngilizce, “premise” Latince ,“praemissus”
Akıl yürütmeyi belli bir sonuca ulaştırmada temel alınan veya bir çıkarım için esas alınan önermeye öncüladı verilir. Bir argümanın sonuca varabilmek için, genellikle birden çok öncüle gereksinimi olur. Bu önermelerin/öncüllerin, argümanın sonucuna mantık kurallarına uygun olarak varılmasını sağlayacak açıklıkta olması istenir çünkü, öncülleri ifade etmedeki başarısızlık, argümanın kuşku ile karşılanmasına neden olur ve kabul edilmesini güçleştirir. Öte yandan, bir argümanda öncül görevi gören bir önerme, bir başka argümanda sonuç yerine geçebilir.
Çıkarım
MERAKLISINA: Türkçe, “çıkarım” Osmanlıca, “…” İngilizce, “deduction” Latince ,“deductio”
Çıkarım, gerçeğe uygun oldukları kabul edilen öncüllerden elde edilen sonuçtur. Bir veya daha çok ifade, hüküm yada önermeden başka bir ifade hüküm ya da önermenin çıkarsanması işlemine çıkarım denir. Çıkarım tek bir öncülle olabileceği gibi birden fazla öncülle de olabilir. Aşağıdaki örnekte olduğu gibi, tek bir öncülden sonuca gidilen yani bir öncül ve bir sonuç önermesinden oluşan argümana doğrudan çıkarımdenir;
-Su kaynadığında sıcaklığı 100 dereceyi bulur.
-Kaynayan suya giren el yanar.
En az iki öncül ve bir sonuç önermesinden kurulan yani en az üç önermeden oluşana ise, dolaylı çıkarım..
-Su kaynadığında sıcaklığı 100 dereceyi bulur.
-Tenceredeki su kaynamıştır.
-Tenceredeki suya elini sokarsan yanarsın.
Çıkarımda bulunmak için kabul edilmiş bir veya daha fazla öncül gerekir. Yukarda belirttiğimiz gibi bir çıkarım yeni bir önerme oluşturmakta kullanılabilir. Argüman ilerledikçe çıkarım için gerekli ifade sayısı artar. Şöyle:
-Su kaynadığında sıcaklığı 100 dereceyi bulur.
-Tenceredeki su kaynamıştır.
-Elini sokarsan yanarsın.
-Kaynayan suya elini sokmamalısın.
Vb.vb.
Argüman daha da uzayabilir.
Vargı
MERAKLISINA: Türkçe, “sonuç, vargı” Osmanlıca, “matlup” İngilizce, “conclusion” Latince ,“conclusio”
Vargı, bir argümanı oluşturan öncüllerden doğru bir akıl yürütme ile çıkarsanan sonuçtur. Bir argümanın son önermesi olan vargı, genel olarak , “o halde,” “öyleyse,” “sonuç olarak,” “bundan dolayı,” “bu nedenle” gibi bağlaçlarla başlar. Bir argümandaki son çıkarım olarak, ispatlamaya çalışılan iddiayı içerir. Yukarıdaki kaynar su argümanında görüldüğü gibi, bir argümandaki vargı (kaynayan suya sokulan elin yanacağı iddiası) başka bir argümanda (kaynayan suya elin sokulmaması gerektiği iddiası) öncül olabilir.
Çıkarsama
MERAKLISINA: Türkçe, “çıkarsama” Osmanlıca, “istintaç” İngilizce, “inference” Latince ,“illatio”
Çıkarsama, bir düşünceden diğer bir düşünceye, ya da bir inançtan ya da önermeden diğer bir inanç ya da önermeye geçiş sürecini anlatır. Tek tek olgulardan genel bir sonuca gitme veya gözlemlenen araştırılan olaylar arasında kurallar yada sistem bulmaya çalışan akıl yürütmeye tümevarımsal çıkarsama denir. Genel hallerden elde edilmiş kural ve sonuçları özel hallere yada örneklere uygulamak şeklinde oluşan akıl yürütme türü ise tümdengelimsel çıkarsama olarak bilinir. (sürecek)