İçtihat ve Feminizm (2)

“İmam” Amina Hanım’dan, Papa XVI. Benedictus’a Kadınların papazlığa kabulu, en az Amina Wadud’un imamlığı kadar tartışmalı bir olay. Hıristiyanlığın baş doktrincisi havari Aziz Pavlus’un hükmü açık: “Sessiz durmalı kadın kilisede. Arkalarda, göze batmayacak bir yerde oturmalı. Varsa öğrenmek istediği bir şey, eve saklamalı ve evde kocasına sormalı. Kadın sesinin kilisede çınlaması aşağılık bir iştir. Kilisede […]

Daha Fazla

Tülbentten Türbana

Radikal Gazetesi, 13-14-15 Mart 2008 Söyleşi Alev Alatı – Ayşe Böhürler Söyleşi Tartışma çıkaran yazı: “İçerden Mırıldanmalar” Geniş Özet  ALEV ALATLI : Gözlemlediğim odur ki, korkutan tülbent değil, türban; çünkü, derin belleğimizdeki hayırhah kadının uzantısı olarak tülbent, kadın şefkati, ana kucağı çağrıştırıyor. Türban öyle değil, çünkü, İslâmi tesettüre ilişkin en katı (dilerseniz, en erkeksi) yorumun […]

Daha Fazla

Medeniyetler İttifakında Kadın

Sözlerime Uluslararası Kadın Kongresinin siz saygıdeğer katılımcılarına hitap etmekten onur duyduğumu ifade ederek başlamak isterim.  Şimdi de bir de itiraf: Sayın Devlet Bakanımızın nazik davetlerini aldıktan sonra aklıma düşen ilk soru, medeniyetler arası “ittifak mı, yoksa detant mı?” sorusu oldu.  “İttifak” kelimesinin bendeki karşılığı “fikir birliği, uyuşma, anlaşma, birlikte hareket etmek üzere sözleşme.” Oysa günümüz […]

Daha Fazla

“Sahici Kadın”dan “Yeni Kadın”a! (1)

Önce şu tesbiti yapalım: geçtiğimiz ayın olaylı makalesi “İçerden Mırıldanmalar”da bahsi geçen “Yeni Kadın” (“New Woman”) kavramı, yeni değil. “Yeni kadın” ibaresi, 1800’lü yılların sonlarına doğru gündemdeki “Sahici Kadın”(“True woman”) tanımını geçersiz kılan bir fenomeni vurgulamak üzere geliştirilen yeni bir tanım. 

Daha Fazla

İçtihat ve Feminizm (1)

“İmam” Amina Hanım’dan, Papa XVI. Benedictus’a Bu yıl Mart’ın üçüncü Cuma’sı ayın 18’ine rastladı. O gün, dünyanın her yerindeki Müslümanlar gibi Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde yaşayan Müslümanlar da Cuma farzını eda etmek üzere bir araya geldiler. Şu farkla ki, sayıları yüz elliyi bulan kadınlı erkekli bu New York grubu, Cuma’yı “Amina Wadud” isimli […]

Daha Fazla

Kapanmak İsteyenleri Anlayışla Karşılamak Lazım

21 Ekim 2007 / Seda Güler Kaya Söyleşisi / AKŞAM SK:“Makyajdı, markaydı, solarium’du, pilates’ti” derken başını alıp giden bir kadın endüstrisine direnmenin bir yolunun da örtünmek olduğunu düşünenler var. Doğrusu haksız oldukları da söylenemez” diyen yazar ve Kapadokya Yüksek Okulu Akademik Koordinatörü Alev Alatlı ile kadın kotasını, türban meselesini ve anayasa değişikliğini konuştuk. Bu haftaki […]

Daha Fazla

Kadınlar Günü Armağanı

Birinci Çeçen Savaşına (1994-1996) son verilmesini sağlayanlar eski askerlerdi: Rus kökenli SSCB Generali Aleksandr Lebed ile Çeçen kökenli SSCB Albayı, madalyalı Aslan Maskhadov.  Lebed, tıknaz, kaba tavırlı, değirmi yüzlü bir Rus subayı, “Kendi tarihimizi okumak zorundayız” diyebilecek kadar yürekli bir savaş kahramanı: “Yüz yıldır Ruslar, Çeçenleri yenemedi, kazanan hep diplomasi oldu.” 1996’dan sonra “hırsızların, dolandırıcıların […]

Daha Fazla

“Sahici Kadın”dan “Yeni Kadın”a! (5)

Tarih bize “Yeni Kadın” diye tanımlanan tipolojinin her şeyden önce ekonomik ihtiyaç sonucu olarak ortaya çıktığını söylüyor. Şu şerhle ki, “ihtiyaç” elbette göreli bir durumu yansıtır. Bir uçda “aç otururuz, evimizde otururuz” şeklinde bir yaklaşım olduğu gibi, “iki el bir baş içindir” şeklinde bir anlayış da vardır ve bu anlayış, kadını evinin dışında çalışmaya ve […]

Daha Fazla

“Sahici Kadın”dan “Yeni Kadın”a! (7)

Özel Kız OkullarıDevletin “yükünü hafiflettikleri” gerekçesiyle kurulan özel kız okullarının ilklerinden birisi “American College for Girls” bugünkü adıyla. Üsküdar Amerikan Kız Lisesi, 1876’da İzmit’e bağlı Bahçecik kasabasında kuruluyor. Eski adı Bardızağ olan kasabanın özelliği, yoğun Ermeni nüfusu. Bahçecik’ten Adapazarı’na, oradan Bağlarbaşı, İstanbul’a taşınan okul 1920’den itibaren “çağdaş Türkiye’nin genç kızlarını yetiştirmeye başladı.” Okulu kuran “Amerikan Board […]

Daha Fazla

“Sahici Kadın”dan “Yeni Kadın”a (4)

19. yüzyılda Rus kadınlarının, Fransız hemcinslerinden de atak oldukları görülüyor. Şu şerhle ki, Rusya’da köylü toplumu ile aristokratların yaşambiçimleri arasında dağlar kadar bir fark var. Köylüler, dvor dedikleri büyük aile sisteminde, bol’şak denen aile reisinin emrine yaşıyorlar. Kadınların miras dahil hiçbir hakları yok. Evlenecekleri kişiye toprak sahipleri karar veriyor. Ortodoks Kilisesinin kadına ilişkin eksikli, günahkâr, […]

Daha Fazla