19. yüzyılda Rus kadınlarının, Fransız hemcinslerinden de atak oldukları görülüyor. Şu şerhle ki, Rusya’da köylü toplumu ile aristokratların yaşambiçimleri arasında dağlar kadar bir fark var. Köylüler, dvor dedikleri büyük aile sisteminde, bol’şak denen aile reisinin emrine yaşıyorlar. Kadınların miras dahil hiçbir hakları yok. Evlenecekleri kişiye toprak sahipleri karar veriyor. Ortodoks Kilisesinin kadına ilişkin eksikli, günahkâr, lânetli vb. görüşleri toplumda da geçerli.
1825 Venetisanov köylü kadın portresi
Buna karşın, durum soylularda farklı, öyle ki, daha 1812’de “Yurtsever Kadınlar Derneği” diye bir oluşum var; Rus topraklarında toplumsal amaçlar için kurulan ilk kadın örgütü olarak geçiyor. 1850’li yılların başlarında, kadınları Batılılaşma sorunlarını tartışırken görüyoruz. Bu yıllar, Rusya’da “kadın sorunları” diye bir kavramın da gündeme girdiği yıllar. “Kadın sorunları” tarihte ilk kez “toplumsal bozukluklar”ın arasında sayılmaya başlanıyor. Rusya’da “yeni kadın”ın doğması ile sonuçlanan süreç eğitim hakkı arayışı ile başlıyor. 1867’de yüz kadın, St.Petersburg Üniversitesine okula kabul edilmek için dilekçe veriyor,
istekleri kabul edilinceye kadar da okumak üzere yurtdışına gidiyorlar. Bu süreç, Rus kadınlarının Batıdaki hemcinsleriyle tanışmaları, Batılı düşünceleri Rusya’ya taşımaları ile sonuçlanıyor. Zaman içinde soylu Rus kadınlarını “halkçı hareketler”in içinde yer alırken görüyoruz. Yüzlercesi köylere gidiyor, kalkınma programlarına omuz veriyorlar. Dahası, Çarlık yönetimine karşı gizli örgütlenmeleri de destekliyorlar. Çar İkinci Aleksandr’a suikast tertip eden grubun içinde kadınlar var. Dünyada idam edilen (1881) ilk kadın suikastçı Rus Sofya Perevskaya. 1854 doğumlu Sofya, St.Petersburg valisinin kızıydı. 1869 yılında aynı şehirdeki Alarçin Kız Kolejine girdi. Burada kadın ekonomi-politik fikir külübüne katıldı, zaman içinde ihtilalci harekette yer aldı.
Çar’a suikast düzenleyen grubun içinde Sofya Perevskaya’dan başka üç kadın daha vardı: Elizabeth Kovalskaya, Olga Liubatoviç ve Praskovya İvanovskaya.
“Yeni Kadın” ve Jöntürkler
Bizde Avrupa’ya kız öğrenci gönderilmesinin Meşrutiyet’le başladığı biliniyor. Dr. Şefika Yavuz, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Kadınların Eğitimi” başlıklı makalesinde bu dönemde eğitim gören kadınların Jöntürklere sempati duyduklarına, onları desteklediklerine işaret etmektedir: “Aynı zamanda millî duygularla yetiştiklerinden Millî Mücadele yıllarında ve Cumhuriyet döneminde önemli hizmetler yapmışlardır. Bilhassa Milli Mücadele’de etkili konuşmalar yaparak milleti harekete geçirmişlerdir. Dârülfünûn öğrencileri Şükûfe Nihâl ve Münevver Saime gibi hanımlar buna örnek gösterilebilir.” “Asker Saime” diye anılan Münevver Saime hanım, İstiklal Madalyası sahibi olup, savaştan sonra Edebiyat öğretmenliği yapmış.