“TÜRKİYE ARTIK KENDİSİNİ SEVMİYOR”

Sosyal psikoloji bilimi bize toplumların hastalanabildiklerini, kendilerini sevmeyi unutabildiklerini gösterir. Yıllardır elbirliği ile ektiğimiz “biz adam olmayız!” hükmünün fırtınasını biçiyoruz. Bu hastalık sonunda ete kemiğe büründü ve gittikçe ağırlaşıyor. Uzun tarihimizde benzeri bezginlik dönemleri vardı. Kurtuluş Savaşı öncesi muhtelif “ver kurtul”cularının söylemleri halâ kulaklarımızdan silinmiş değil. Buna karşın, ruhumuz bugünlerde olduğu gibi zincire vurulmuş değildİ. […]

Read more

AKIL SAĞLIĞININ ÖLÇÜSÜ

Sayın Başkan, Değerli Üyeler, toplumumuza dair derin bir kaygımı, akıl sağlığımıza dair kaygımı, güzide Kurultayınızda seslendirmeme fırsat tanıdığınız için teşekkür ederim. Hemen ifade etmeliyim ki, benim benimsediğim “akıl sağlığı” tanımı, insan varlığının tüm kültürler ve tüm zamanlar için geçerli olmazsa olmazlarını temel alır. Bu bağlamda, insan ırkının büyük ruhani liderlerinin öğretileri ile örtüşür; birkaç örnek […]

Read more

YİNE SAVAŞÇI FİRAVUNLAR…

Yine savaşçı firavunların, yine estirdikleri fırtınalarla, yine kararttıklarını gözlemliyor olmamdan olsa gerek afakı, bugünlerde gözümde kokuşmakta olan bir gezegende rasgele savrulan kıvıl kıvıl bir canlı kümesi insanımız. Bitap düşmüş “medeniyet”in, yeniden toprağa yapışık bitkiye dönüştürmeye niyetlendiği dilsiz ve dayanıklı küme.  “Toprağa yapışık bitki” gibi yaşamaktan muradım, hayatın gündelik gereksinimlerin ötesinde, daha üstün bir anlamı yokmuş […]

Read more

DEVİN BİZİMLE SONSUZA KADAR…

Ellerinin içinde kaybolduğunu görebiliyorum maroken kaplı direksiyonunun üç yüz altmış beygirlik bir yarış otomobilinin, ve sonra bir baltanın sapının, ki her indirişinde ciğerlerin gürülder, terler çağlayanlar gibi alnın, göğüs kafesin. Seni sonbahar sisinin çöktüğü korulukta görüyorum, elindeki çifte bir elbise askısı ehemmiyetinde, ıslak gömleğini değiştirmen için seslenen annenin dudaklarına yerleştirdiği tebessümle yürürken geniş ve yaylanan […]

Read more

TAKAT ile HAKİKAT ARASINDA: TÜRKİYE

Meral Tamer, Milliyet’teki sütununu üç yüz yıllık soruya bir kez daha açmış: “Neden kalkınmış tek Müslüman ülke yok?” İzleyebildiğim kadarıyla beş altı gündür okurlardan bir-iki paragraflık mesajlar yağıyor. Anlaşılan daha da devam edecek. İyi de olacak, konuya kafa yoran yurttaşlarımızın düşüncelerini öğreneceğiz. Renkli fotoğrafını da yayınladığına bakılırsa, Tamer’in özellikle önemsediği bir genç adam, bir “marka […]

Read more

GEÇME NAMERT KÖPRÜSÜNDEN KO APARTSIN SU SENİ

*Sosyal psikoloji bilimi bize toplumların hastalanabildiklerini, kendilerini sevmeyi unutabildiklerini gösterir.   *Yıllardır elbirliği ile ektiğimiz “biz adam olmayız!” hükmünün fırtınasını biçiyoruz. Bu hastalık sonunda ete kemiğe büründü ve gittikçe ağırlaşıyor.  *Uzun tarihimizde benzeri bezginlik dönemleri vardı. Kurtuluş Savaşı öncesi muhtelif “ver kurtul”cularının söylemleri halâ kulaklarımızdan silinmiş değil. Buna karşın, ruhumuz bugünlerde olduğu gibi zincire vurulmuş değildi.  […]

Read more

KADİM DEĞERLER: AKIL, AHLÂK, ADALET, ADAP, AŞK

28 Nisan 2003 -Yazılarınızda sürekli olarak kadim değerler adını verdiğiniz “5 A” ilkelerinden (akıl, aşk, adalet, ahlak, adap) bahsediyorsunuz. Bununla bir medeniyete dönük olarak- neyi anlatmak istiyorsunuz? Alev Alatlı-Başlangıç noktası şu: Bu dünyaya dair olup da yüzde yüz doğru ya da yüzde yüz yanlış olduğu kanıtlanmış tek bir olgu ya da veri yoktur. ”Matematik kanunları […]

Read more

ONARIMCILARA MEKTUP

MANİFESTO :-)) ! Bu dünyaya dair olup da yüzde yüz doğru ya da yüzde yüz yanlış olduğu kanıtlanmış tek bir olgu ya da veri yoktur. ”Matematik kanunları gerçeği yansıttıkları sürece kesin değildirler. Kesin olduklarında gerçeği yansıtmazlar,” diyen Einstein’in kendisidir. Matematik dünyası sahici dünyadan farklıdır; tarif ettiği dünyaya uymaz. Birisi, yapay; cetvelle çizilmiş gibi düzgün, ötekisi, […]

Read more

CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK EDEBİYAT ÖDÜLÜ 2014 TEŞEKKÜR KONUŞMASI

… görüldüğü gibi  (tanıtım filmini kotaran arkadaşlara ayrıca teşekkür ederim)  ben bir muhacirim,  Sayın Cumhurbaşkanım.  Muhacirim derken, kelimeyi özgünanlamında kullanıyorum: “hicret eden.”1912 Balkan göçü, ailemin hemen tüm erkeklerini yitirdiği, çetin bir ricattı. Malûm.  Benim sözünü ettiğim hicret,  rahmetli Ali Şeriati bağlamında: aklî  hicret.   Yollara düştüm,  güneşin battığı diyarlardan, doğduğu diyarlara…  Aydınlanma kutbundan, merhamet kutbuna hicret  […]

Read more

“DÜŞÜNCE” VE “DÜŞÜNME SÜREÇLERİ” (1)

“Düşünce” ve “düşünmek” dediğimiz zihinsel süreçleri en baştan alıp, şöyle bir gözden geçirmeyene dersiniz?  “Düşünce”nin büyüsüne kapılmadan, gücünü abartmadan, ilk kez içselleştiriyormuşcasına geriye çekilip nasıl bir süreç olduğunu, korkmadan ve üşenmeden irdelemeye, var mısınız? Varım, diyorsanız, hadi, buyrun!  Niye kavgaya dönüşür tartışmalar?Niye yabancılara derdimizi anlatamayız?Niye biribirimizi geri-zekâlılıkla suçlamaya teşneyizdir?  “Düşünmek” eyleminin iki farklı temeli vardır da ondan! Bunlardan biri a priori dedikleri, doğru oldukları […]

Read more