Meğer ki, Dünyayı Boşaltsınlar!

Meğer ki, dünyayı boşaltsınlar, akıllı ve hilekâr ABD-Britanya koalisyonunun Ortadoğu mühendisliği yürümeyecek, çünkü Yalçın Küçük’ten ödünç aldığım bir bir cümle ile özetlersem, “Yaşam fiziktir, yasaları var.” Küçük’ün bu hükmüne mesnet teşkil eden dünya görüşü, klasik fiziğin determinizmini esas alan ve bu bağlamda toplum mühendisliğini doğru, doğal, haklı ve hatta kaçınılmaz kılan anlayışın ürünüydü. Bu yoruma […]

Read more

“Dünya Görüşü” ve Müzik

Türk Musikisi Vakfı Konferansı notları Sözlerime uzmanlık alanım olmayan bir konunun profesyonellerine hitap etmenin benim için hayli zor olduğunu söyleyerek başlayayım. Ancak, meselenin başka bir yönüne temas etmek istiyorum. Size biraz müziğin psikolojisinden ve dünya görüşleri ile ilişkisinden bahsedeceğim; çünkü, öyle sanıyorum ki, Mustafa Beyin izah edegeldiği hususlar bunlarla çok yakından ilgili. Öncelikle anlamamız gereken, […]

Read more

Süreyya Neden Koşuyor?

İpi göğüslerken çekilmiş bir fotoğrafını gördüm; her bir kası seyriyordu, yüzü acıyla takallüs etmişti. Görüp görebileceğiniz en büyük sancıdır, diyorlar. “Glikojeni hemen tümüyle tüketmiş olan beden, derhal durmanızı haykırır. Ama durmazsınız, duramazsınız. Bu kâbustan meğer ki ipi göğüsleyesiniz, çıkış yoktur. Adaleleriniz tüterken, cesaretiniz size devam etmeyi telkin eder. Yorgunluktan kusarsınız. Koşucu olmayanların anlayabilecekleri bir eziyet […]

Read more

“Aydınlar” mı, Dediniz?! (1)

“Türkiye’deki sahici iktidar, 20.Yüzyıl ilk yarısına kadar İttihat Terakki, ikinci yarısında ise TİP’tir.” Bunu söyledikten sonra, sözü Mehmet Sedes’e* bırakıyoruz: “…Benim kuşağımın mektebi Türkiye İşçi Partisi’yse, Dershanesi Fikir Kulüpleri Federasyonu’dur… ‘Sosyalist’ tarihim ise 27 Mayıs’la başlar… ‘Sosyalist’ kelimesini basılı olarak gördüğüm yer, Fehmi Yazıcıoğlu’nun sahibi ve yazı işleri müdürü olduğu, ‘Yeni Yol’ isimli gazetesidir. “Ekmek, […]

Read more

“Aydınlar” mı, Dediniz?! (2)

Mehmet Sedes* anlatmaya devam ediyor: “Türkiye’deki sahici iktidar, 20. Yüzyıl ilk yarısına kadar İttihat Terakki, ikinci yarısında ise TİP’tir. DP’si, AP’si ancak 1980’lerde iktidara gelebildi…” Şu isimlere baktığımda tesbitin doğru olduğunu düşünüyorum: Mehmet Ali Aybar, sonra Nihat Sargın, Doğan Avcıoğlu, Hüseyin Korkmazgil, Mahmut Makal, Arif Damar, Şükran Kurdakul, Fethi Naci, Yaşar Kemal, Canan Selek, Mümtaz […]

Read more

Heyhat, Yine Fransızım!

Prof. Dr. Erdoğan Teziç’i tanır mıyım? Tanırım. Prof. İsa Eşme’yi tanır mıyım? Onu da tanırım. İsmen değil, yüzyüze görüşmüşlüğümüzden tanırım. Uzun uzun görüşmüşlüğümüzden tanırım. Teziç, Galatasaray Lisesi gibi bir gayya kuyusunda boğulmayı göze alan, diğer bir deyişle “profesör” ünvanının üstenciliğine kapılmadan lise müdürü olarak dağılmak üzere olan bir eğitim kurumunu ayağa kaldıran, ardından Galatasaray Üniversitesinin […]

Read more

“Sexy Ağca”

Ağca’nın büyük bir iştiyak ve elbirliği ile “milli katil”imiz ve/veya “milli gururumuz” mertebesine yüceltiği, gündemimizi adeta bir “star” kimliği ile esir aldığı bu günlerde adının bende çağrıştırdığı bir sıfat bu “sexy.” Kelimeyi aklıma düşüren de “John Jay Kriminal Adalet Koleji” isimli Amerikan üniversitesi profesörlerinden Lydia S. Rosner’in “Rus Usulü Cürüm”(1) başlıklı kitabı. Profesör Rosner ayrıntılı […]

Read more

Bireysel Silahsızlanmayı Savunurken: Dur, Bir Pırtık!

Amerikan Anayasasından bir madde: “İyi düzenlenmiş bir Milis, özgür bir Devlet’in güvenliği için şart olduğundan, halkın silah bulundurmak ve taşımak hakkı ihlâl edilemez.” Eee, ne olmuş? Ne olmuşu şu: “Türkiye gibi yılda 3 bin kişinin ateşli silahlarla öldürüldüğü bir ülkede…” diye başlayarak, toplumuzun şiddet düşkünlüğüne gönderme yapan ahkâma girişmeden önce, Sevgili Kardeşim, dur bir pırtık! […]

Read more

Aklıbaşında Hiçbir Tanrı “Yeni Yılı Soğuk ve Karanlık Ocak Ayında Başlatmaz!”

Ner’de bir medeniyet, orada bir “Yeni Yıl” kutlaması! Ve illâ da “siyasi”! Hatta, sahici ya da öykünülen “kültürel aidiyetin” önde gelen göstergelerinden birisi! İnsanoğlunun geçen zamana duyduğu huşu dolu saygı, zamanı birimlerle ifade etme çabasıyla sonuçlanmış. Takvim denilen tertibin, tarım, av, göç gibi dünyevi işleri düzenlemekteki yararı bir yana, insanoğluna, hernekadar tümüyle sanal ise de, […]

Read more

“Duygudaşlık” Perhizi…

…Ya da kronik nefret, yanılıyor olmak ihtimaline yol vermeyerek yaşatılıyor. Hangi verilere dayanılarak verildiği asla tartışılmayan hükümleri sarsması ihtimal dahilinde görülen en masum önerilerin üstleri örtülüyor. Genel-kabul-gören “doğrular”a gölge düşürülmesine izin verilmiyor. Genel-kabul-gören doğrular, örneğin, AB’nin Türkiye’nin son şansı olduğu gibi ya da yaşadığımız ekonomik krizin tek sorumlusunun politikacılar olduğu gibi, taraftarların doğruluklarından kuşku duymayı […]

Read more