Ben Bir Kürt Aydını Olsaydım (1)

Ben bir Kürt aydını olsaydım, kendimi parçası hissettiğim halkın bütününü tanımaya adardım. Tanıma sürecine mutlaka bizzat kendimi tanımaktan başlar, aidiyet duygumun dayanaklarını acımasızca irdelerdim. Kendime dair keşfettiğim ilk özellik, pek muhtemeldir ki “Kürtçe” konuşuyor olmam olurdu. Kimliğime ilişkin bu değerli ipucunun izini sürer, Kürtçe’yi “İndo-Avrupa dil ailesinin, İndo-İran dalının İran dilleri alt-grubu”na yerleştiren Batılı dilbilimcilerin […]

Daha Fazla

Ana Akımlar ve Biz

Eylül 2008 / Fazıl Duygun Söyleşisi / AYLIK DERGİSİ FD : “Akla” ve “vicdana-gönüle” dair düşüncelerinizi anlatabilir misiniz?  AA : “Akıl” olmazsa olmaz koşulu insan olmanın. İnsanoğlu, dünyayı/evreni, teoriler yöntemiyle “aklına uygun” bir biçimde kurgular ve aklının kurguladığı bu kurmaca evrenin bir yerde, bir biçimde sahici Evren’in gerçekleriyle çakışacağını umud eder. Matematikçiler ve fizikçilerin bütün uğraşları, kurmaca da olsa, tutarlı, […]

Daha Fazla

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Edebiyat Ödülü 2014 Teşekkür Konuşması

… görüldüğü gibi  (tanıtım filmini kotaran arkadaşlara ayrıca teşekkür ederim)  ben bir muhacirim,  Sayın Cumhurbaşkanım.  Muhacirim derken, kelimeyi özgünanlamında kullanıyorum: “hicret eden.”1912 Balkan göçü, ailemin hemen tüm erkeklerini yitirdiği, çetin bir ricattı. Malûm.  Benim sözünü ettiğim hicret,  rahmetli Ali Şeriati bağlamında: aklî  hicret.   Yollara düştüm,  güneşin battığı diyarlardan, doğduğu diyarlara…  Aydınlanma kutbundan, merhamet kutbuna hicret  […]

Daha Fazla

Ben Bir Kürt Aydını Olsaydım (2)

Ben bir Kürt aydını olsaydım, Türklerin niye soyumu ille de kendilerinden bilmek istediklerini, “dağ Türkü” filân gibi aidiyetler icat ettiklerini merak ederdim. Ben bir Kürt aydını olsaydım, ulusal devletlerin “milli birlik ve beraberlik”i sağlamak arzusuyla ulusal sınırları içinde yaşayan farklı etnik ve dinsel grupları mezcetme eğilimleri olduğunu bilir; Türk hükümetlerinin de benzeri tutum içine girmiş […]

Daha Fazla

Bu Ülkenin Bana Verdiklerinin Zekatını Ödüyorum

1 Mayıs 2013 İKTİDAR DERGİSİ SÖYLEŞİ Sayın Alev Alatlı,Türkiye, çözüm süreci ve sivil anayasa ile bir dönüşüm geçiriyor. Siz Türkiye’deki değişimi nasıl yorumluyorsunuz? Sizce Türkiye nereye gidiyor? Öncelikle “sivil anayasa” tanımını yadırgadığımı ifade edeyim. Bu ifadeden murat, daha özgürlükçü, daha demokratik bir anayasa ise, 1961  Anayasası’ndan mütekâmili olmasın – malûm, o anayasayı da askerler hazırlamışlardı.  […]

Daha Fazla

Özgürlük İnsanlara Duymak İstemediklerini Söyleyebilmektir

8 Aralık 2014 / Alev Alatlı – Ceren Çıplak CUMHURİYET GAZETESİ / SÖYLEŞİ (Özgün tam metin verilmiştir.) CÇ: Öncelikle, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’ndeki “Bugün George Orwell olsa sizi ayakta alkışlardı” sözünüzden başlayalım. “Hayvan Çiftliği” ile “1984” adlı kitaplarıyla, her türlü muhalefetin yok edildiği bir toplum tehlikesine karşı ve gelecekte oluşabilecek totaliter bir otomatlar […]

Daha Fazla

Ben Bir Kürt Ayddını Olsaydım (3)

Ben bir Kürt aydını olsaydım, Türkiye’de, sosyalizme, ilk kez yasalar çerçevesinde meşru bir fikir akımı ve siyasî hareket olarak ortaya çıkma ve kendisini ifade etme fırsatı tanıyan 27 Mayıs Anayasası’nı yürürlüğe koyan ruhu doğru çözümlemeye çalışırdım. Ben bir Kürt aydını olsaydım, halkımın farklı bir nation/millet olduğu savını, Türk hükümetleri ve kamuoyuna kabul ettirmekte en büyük […]

Daha Fazla

Ermeni Arşivlerinde Kürtler / Yorumsuz (3)

Kürtler: Kişilik ve Adetleri-ar191603Mart, 1916 – Youel B. Mirza  “Ondokuzuncu yüzyılın son günlerinde, Kürtler, medeni dünyanın dikkatini Ermenilerin üzerine çullanarak ve onları katlederek çektiler. Batı dünyasındaki karmaşayı fırsat bilen Kürtler (ve Türkler) şimdi artık Ermeni ırkının kökünü kurutmak sorununu toptan halletmeye niyetli görünüyorlar. Ermenilerin toptan katli, başlangıçta varsayıldığı gibi dinsel nefret sonucu değildir. Bu kıyımın […]

Daha Fazla

“…Bir De ‘Ciddiyet’i Denesek ?!”

“Meşrutiyet’i ilan ettik olmadı. Cumhuriyet’i getirdik, gene olmadı. Bir de ‘ciddiyet’i denesek?!” Bu önerinin sahibi Celâl Yalnız; nam-ı diğer Sakallı Celâl. 1886-1962 yılları arasında yaşamış, Bahriye Nazırı (Denizcilik Bakanı) bir Osmanlı paşasının oğlu, Galatasaray Lisesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Üsküp’ten, Kastamonu’ya pek çok vilâyette çalışmış, yeri geldiğinde Aydın incir fabrikasında işçilik, ustabaşılık ve tren makinistliği […]

Daha Fazla

Hümanist Tanrının İşlemini Üstlenen Demektir, “İyilik Sever” Değil!

31 Aralık 2014 / Ayşe Böhürler – Alev Alatlı YENİ ŞAFAK GAZETESİ / SÖYLEŞİ (2. Bölüm) (Özgün tam metin verilmiştir) AB: Beyaz Türkler dönecekler mi peki? AA: Hayır. Bilginin seçkin bir azınlığın tekelinde olduğu günler geride kaldı. Rasyonel otoritenin bile yok olduğu bir süreç yaşanırken, beyaz Türklerin geri dönmeleri mümkün değildir. Rasyonel otoriteden kastımın hoca […]

Daha Fazla