“Sahici Kadın”dan “Yeni Kadın”a (4)

19. yüzyılda Rus kadınlarının, Fransız hemcinslerinden de atak oldukları görülüyor. Şu şerhle ki, Rusya’da köylü toplumu ile aristokratların yaşambiçimleri arasında dağlar kadar bir fark var. Köylüler, dvor dedikleri büyük aile sisteminde, bol’şak denen aile reisinin emrine yaşıyorlar. Kadınların miras dahil hiçbir hakları yok. Evlenecekleri kişiye toprak sahipleri karar veriyor. Ortodoks Kilisesinin kadına ilişkin eksikli, günahkâr, […]

Daha Fazla

“Sahici Kadın”dan “Yeni Kadın”a! (5)

Tarih bize “Yeni Kadın” diye tanımlanan tipolojinin her şeyden önce ekonomik ihtiyaç sonucu olarak ortaya çıktığını söylüyor. Şu şerhle ki, “ihtiyaç” elbette göreli bir durumu yansıtır. Bir uçda “aç otururuz, evimizde otururuz” şeklinde bir yaklaşım olduğu gibi, “iki el bir baş içindir” şeklinde bir anlayış da vardır ve bu anlayış, kadını evinin dışında çalışmaya ve […]

Daha Fazla

“Sahici Kadın”dan “Yeni Kadın”a! (6)

Kızlara orta öğretim imkânın ilk kez Tanzimat döneminde sağlandığını, ilk kız rüşdiyesinin Ocak 1859’da Sultan Ahmet’te açıldığını biliyoruz. Sonra, 1869 Nizamnâmesi var. Buna göre, 500’den fazla hane sayısı olan şehirlerde – ki, bunlar büyük şehirler sayılıyorlar – Müslüman veya Hıristiyan rüşdiyelerinin açılmaları öngörülüyor. Kız ortaokullarında öğretmenler ilkesel olarak kadın olacak, kadın öğretmen bulunamadığı taktirde yaşlı […]

Daha Fazla

“Sahici Kadın”dan “Yeni Kadın”a! (8)

Devletin “yükünü hafiflettikleri” gerekçesiyle kurulan özel kız okullarının natamam listesi aşağıdaki gibi. Bu okulların “Yeni Kadın” hareketinin gelişimindeki katkıları yadsınabilir gibi değildir. Öte yandan, ülkemizde yabancı okullara ilişkin bakış açılarının farklı olduğu malûmdur. 

Daha Fazla

Siyasetin Yapılaşması, Kent Mimarisi

Eski Yunanca’da kent, “politikos” yani “siyaset” kelimesinden gelir. Atinalılar için “kent” siyasetin yapılaşması demektir. Eflâtun ve Aristo, şehrin “toplumsal olarak ayrıştırılmış ve ayrıcalıklı” olması gerektiğini söylemişlerdi. Ünlü filozofların kadınları ve köleleri “demokrasi ve yurttaşlık haklarının dışında” tuttuklarını düşündüğümüzde, şaşırtıcı bir tercih olmasa gerek. Atina’nın başlıca rakibi, Roma’nın lâkabı “asalak şehir”dir. Atina, hiç değilse kendisini beslerdi. […]

Daha Fazla

Mahalle Baskısı Deveyse

Evet, birzamanlar, yarım asır kadar önce birzamanlar, eteği açılan yeni yetme kızları “adam gibi otur, başımızı derde sokma!” diye uyaran abiler vardı. Yaşlı teyzelerin, “oğlım, bana bir ekmek alıver” diyerekten bakkala gönderiverdikleri, yaşlı amcalar yanlarından geçip giderken sigaralarını saklayan, yabancı konuklara gidecekleri adrese kadar refakat etmeyi görev sayan abiler. Hırsızların peşinden seyirten, komşularına sahip çıkan […]

Daha Fazla

İstanbul! Kalbim Acıyor!

Ve korkuyorum! Korku, “yaşam biçimimi değiştirmeye” geldiklerini tebliğ eden birilerinin tam sayfa reklâmlarıyla başladı. Ardından, Amerikan İngilizcesi konuşan spikerin Irak savaşını anlatan bir CNN International muhabirinin otoriter, dilerseniz, çok bilmiş edasıyla, tekrarladığı cümle: “Yaşam biçiminizi değiştirmeye geliyoruz.” Allahallah!? Ardından, 11 Eylûl kulelerini anımsatan aynalı, paslanmaz çelikli iki rüküş kule! Yetmezmiş gibi, bir de yüreğime saplanan […]

Daha Fazla

Evvel Zaman İçinde Şehirler, Efsaneler, Arkeolojik Astronomi

Tataristan, Kazan Devlet Üniversitesi konuşması, Nisan, 2002 Ben, İstanbul’luyum. Anadolu şehirlerinin hemen hepsi gibi, çocukluğumun İstanbul’u da Rus dilinde “regulyarnaya” kelimesi ile ifade edilen “nizami mimari”den hemen hiç nasibini almamış bir  şehirdi.  Bugün bile almış olduğu söylenemez. Bizim düzine tankın yanyana geçebileceği cetvelle çizilmiş büyük bulvarlarımız, dört köşe “rayon”larımız, geometrik meydanlarımız, bize tepeden bakan dev binalarımız […]

Daha Fazla

Entelektüel Kurnazlıklar

Siyaset bilimci Dr. Murat Yılmaz’ın “28 Şubat ve ‘ihtilal mantığı’” başlıklı makalesinin ağzımda bıraktığı tatsızlığın nedenini keşfetmem için bir defadan fazla okumam gerekti. Ve nihayet!.. Anladım ki, rahatsız eden küçük entelektüel kurnazlıklardır beni! Yazarın “seyrettiği bir tiyatro oyunu,” bu oyunda sık sık “işgal” edilen bir ülke ve içine düştüğü durumun neticesi olarak yılın her günü […]

Daha Fazla

Birinci Ulusal Psikoloji Kurultayı

Kongre – Ankara Sayın Başkan, Değerli Üyeler,  Toplumumuza dair derin bir kaygımı, akıl sağlığımıza dair kaygımı, güzide Kurultayınızda seslendirmeme fırsat tanıdığınız için teşekkür ederim.  Hemen ifade etmeliyim ki, benim benimsediğim “akıl sağlığı” tanımı, insan varlığının tüm kültürler ve tüm zamanlar için geçerli olmazsa olmazlarını temel alır. Bu bağlamda, insan ırkının büyük ruhani liderlerinin öğretileri ile […]

Daha Fazla